NELER Mİ OLACAK?

NELER Mİ OLACAK?

1Kasım seçimleri yapıldı, AKP beklemediği ve Başbakan'ın dahi şaşırdığını ifade ettiği bir oy oranıyla tek başına iktidar oldu. Bundan sonra neler mi olacak ve biz ne yapacağız?
İç tüketimi körükleyerek büyümeye çalışan ve cari açığı devasa boyutlara gelmiş, dışa bağımlı, neoliberal ve muhafazakar ekonomi politikalarıyla insanlarımızı baş döndürücü bir tempoyla borçlandıran, toplumun küresel şirketlere hizmet etmesine yol açan, üretime dayalı büyüme yerine, üretken olmayan hizmet sektörüne dayalı ve istihdam yaratan sanayi sektörünün giderek gerilediği, spekülatif ve kırılgan bir ekonomi modeliyle milletçe daha çok acılar çekeceğiz.
Yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz vahşice yağmalanıp, siyaset yoluyla rant peşinde koşanların köşeyi döndüğü sırada, her yıl 1 Ocak'ta otomatiğe bağlanmış ve adına "güncelleme" denen yasal zamlar ve her maliyeti millete yükleyen ekonomik cambazlıklar bir yana, dünyanın en pahalı akaryakıtını, elektriğini, gübresini, tohumunu vs. kullanmaya devam edeceğiz.
"Türkiye zengin bir ülke" söylemiyle, sanki kendi ceplerindeki parayı dağıtacaklarmış gibi bol keseden vaatlerle ve bir de "gerekirse kendi boğazımdan kısıp vereceğim" gibi ucuz ve "eş bulamayan bize gelecek" gibi milleti aptal yerine koyan söylemlerle geçiştirilen seçim sürecinden sonra halk, rüyadan uyanacak ve gerçeği yaşamaya devam edecek.
Güvenliği İmralı'daki eşkiya başına endeksli, terör örgütü ile masaya oturmaktan başka çare bulamayan siyasal iktidar ile ana muhalefetin güdümünde PKK terör örgütü şımartılmaya devam edecek ve millet bu yolda daha çok bedel ödeyecek. Bununla da kalmayıp terör örgütünün istekleri yerine getirilmeye devam edecektir. Türkiye, iç politik meselelerle cebelleşirken Suriye ve Irak'ın bölünme süreci tamamlanacak ve ne yazık ki Türkiye, yol geçen hanına dönmüş sınırları ile ne idüğü belirsiz terör örgütlerinin ve ajanların cirit attığı bir ülke olmaktan kurtulamayacaktır. 
Meclisteki muhalefet kurultay ve genel başkalarını değiştirme derdine düşerken, siyasal iktidar da başkanlık sistemini getirmek için referandum sayısını bulma ve süslenmiş bir paketle "yetmez ama evetçiler" bulma derdiyle uğraşacak. Türkiye; dün birlikte ülkenin kurucu değerlerine savaş açan, ülke zenginliklerini birlikte paylaşan, şaibeli sınavlarla bir çok öğrencinin hakkını gasp eden, bugün menfaat çakışması nedeniyle bir birine düşen "hükümet ve cemaat kavgası" olarak görünen "kirli savaşın" itişme alanı olmaya devam edecek ve birileri de oy avcılığı için iki suçludan birinin yanında "yalancı tanıklık" yapmaya devam edecektir. 
Sonuç olarak Türkiye, mevcut sorunlarıyla uğraşmaya devam ederken bedelini de halkımız canıyla ve malıyla ödemeyi sürdürecektir. 1 Kasım seçimi ve sonucunun sihirli bir değnek gibi sorunları çözeceğini bekleyenler büyük bir hüsrana uğrayacaktır.

BİZ NE YAPACAĞIZ?

Bu kutuplaşmaya dayalı, kısır siyasetin içinde olmayacağız. Beraberce ülkeyi bu hale getiren düzen partilerinin hepsi de ne halleri varsa görsün! Biz özgür gençlerimizle ülkemizin geleceğine dair fikir ve projeler üreteceğiz. Üniversitelerde ve illerde yapacağımız çalışmalarla yeni bir ufuk yaratıp, milletimize ve gençliğimize ışık olmaya çalışacağız. Yandaş medyanın bize iltifat etmesini beklemeyecek, halen Anadolu'nun bir çok şehrinde onurunu korumayı başarmış yerel medya ile birlikte olacağız. Gençlerin zeka, yetenek ve enerjilerini ülke siyasetine yansıtıp zekice eylemler yapmaya çalışacağız. Hiçbir şeye boyun eğmeden, parolamızda olduğu gibi bu ülkede "siyasi ve ekonomik bağımsızlığı" gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışacak, geleceğe dair attığımız tohumu yeşerteceğiz. Biliyoruz ki, yarın mutlaka bu "bağımsızlık" düşüncesine sarılacak ve mücadeleye katılacak milyonlarca gencimiz olacaktır. Siyaseti vatan aşkı olarak tanımlayan HEPAR'lılar olarak, yaşamımızı anlamlı kılmak için ülkemiz ve ortak değerlerimiz için mücadele edeceğiz. 
Hak ve Eşitlik Partisi, siyasi bir parti olmanın ötesinde bir düşünce akımıdır. "Kabak karpuza şükretmeyecek", bu güzelim coğrafyanın nimetlerinin bize ait ve gelecek kuşaklara en iyi şekilde bırakmakla görevli olduğumuzu hiç unutmayacağız. 
Bu ülkede erken cumhuriyet döneminde, başarılı işler yapılabildi. Tekrar yapmamak için bir neden yok. Ancak çıkara dayalı siyaset eliyle rant peşinde koşmaktan bunu aklına getiren yok. Söylemi ne olursa olsun, neoliberal politikalarının esiri olmuş, bağımsızlık ruhunu kaybetmişlerle millet çıkarına iş yapmak da mümkün değildir. Bu yağmacı ve bedavacı zihniyetin kökünü kazımak için elbirliği ile mücadele edeceğiz... 
Onlar serbestse, biz de serbestiz!

YAŞASIN VATAN YAŞASIN TÜRK MİLLETİ!

Recep BAKIRCI
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı