GEÇİM BEYANNAMELERİ!
Her şeye bir diyeceğimiz olsun amacıyla hazırlanan yüzlerce sayfa seçim beyannamelerinden, seçim sloganı olarak halka sunulan ve "cebe!" hitap edecek birkaç söylem dışında bir söz duymak mümkün değil. Zaten bunların dışında seçim beyannamelerinde yazılanlar, "şuna da bir şey diyelim, buna da bir şey diyelim" kabilinden ve "gözden geçirilecek, yeniden ele alınacak" gibi yuvarlak ve içi boş cümlelerden başka bir şey değildir.
Seçim dönemlerinde bu partilerin, halkın önüne madenler, enerji kaynakları, özelleştirme ve haberleşme gibi stratejik hususlarda bir beyanat verdiklerine pek rastlanmaz. Kapitalizmin en vahşi şekliyle ve küresel şirketler aracılığıyla ülkemizi nasıl talan ettiklerinden, geçmiş dönemlerde bu talana ve yağmaya izin veren yasaların kimler tarafından ve nasıl tek tek çıkarıldığından, bu yağmayı ne şekilde önleyeceklerinden hiç bahsetmezler. Bahsedemezler de, zira seçim beyannamelerine bakıldığında bu konularda keskin ve milli söylemleri olmadığı gibi her konuda uluslararası şirketleri özendirmek için gerekli teşviklerin düzenleneceğini belirtirler. Bu açıdan birbirlerinden hiç de farkları yoktur.
Örneğin, seçim beyannamelerinde, milli çıkarlarımıza ters hükümler içeren ve küresel şirketlerin dayatması ile çıkarıldığı belli olan Petrol Kanunu'ndan hiç bahsedilmez. (Dünyada üretilen toplam enerjinin %40'ını karşılayan ve önümüzdeki en az 20-30 yıl daha bu konumunu koruyacak enerji kaynaklarından olan petrol ihtiyacı açısından Türkiye, ihtiyacının %92 sini ithalat yolu ile karşılamaktadır.)
1926 yılında çıkarılan ilk Petrol Kanunu, tamamen devletçi ve milli bir yapıda iken 1954 yılında değiştirildi ve Amerika'nın dayatması ile bu alanda liberalleşme başlatıldı. Ancak son olarak, Türkiye gündemi Gezi olayları ile meşgulken sessiz sedasız yürürlüğe konulan 30/05/2013 tarih ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu ile adeta bütün milli çizgilerden vazgeçilerek petrol arama, üretim ve pazarlama işleri küresel sermayeye terk edildi, diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da yağmanın önü açıldı ve TPAO etkisizleştirildi.
Seçim beyannamelerinin hiçbirisinde kesin bir dille "küresel şirketlerin baskısı ile ve yangından mal kaçırırcasına çıkarılan Petrol Kanunu'nu kaldırıp yeniden milli bir kanun yapacağız" söylemini bulamazsınız.
Gündelik siyaset içinde kaybolmuş siyasi demagogların elbirliği ile ülkeyi nereye götüreceğini anlamak zor değil. Sistemler üzerinden siyaset yerine, kişiler üzerinden siyaset yaparak kimse sorunları çözeceğini iddia etmesin.
Kendi geçiminin derdinde olan ve sorunların ağırlığının dahi farkına varamamış, her yöne çekilebilecek laflarla meseleleri halledebileceklerini zannedenlerden, halkımız da çözüm falan beklemesin.
Bu kurulu düzenden ülkeye fayda yok !
Gençler bu işe el atmak zorundadır.
Sorunlar ve yük ağır, bunu ancak genç omuzlar kaldırabilir.
Recep BAKIRCI
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı