COĞRAFYAMIZA PARA, İNSANIMIZA PAZAR GÖZÜYLE BAKAN ZİHNİYET HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR!

COĞRAFYAMIZA PARA, İNSANIMIZA PAZAR GÖZÜYLE BAKAN ZİHNİYET HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR!

Ülkemiz, yürütülen yandaş politikalar sonucunda, Tarım ve Hayvancılıkta ithalatçı bir ülke haline sokulmuş ve kamuoyunda GDO olarak bilinen genetiği değiştirilmiş organizma içeren ve halk sağlığını tehdit eden ürünlerin pazar yeri haline gelmiştir. Ne yazık ki, halk sağlığı bizzat Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı eliyle tehdit altındadır.

Bu günlerde, "seçim olsun hallederiz!" diye bekletilen bazı uygulamalara hemen başlanmış, seçimden önceki son mesai gününde kentsel dönüşüm amacıyla meralara inşaat yapılmasının yolunu açan Mera Yönetmeliği değişikliği yapılmış ve seçimden hemen sonra da hayvansal yem üretiminde kullanılacağı gerekçesiyle 8 çeşit GDO'lu mısır ve soyanın ithalatına izin verilmiştir. Bilim çevrelerinin verdiği bilgiye göre, GDO'lu bitkilerin hayvan yemi olarak kullanılması halinde hayvanlarda doğrudan riskler oluşturduğu ve bu hayvanların etinin tüketilmesi halinde de insan sağlığı için riskler taşıdığı sabittir.

Geçtiğimiz günlerde, Amerika'dan Mersin Limanı'na getirilen GDO'lu pirinçler soruşturma konusu olmuş, öncesinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı pirinçlere GDO'suz diye rapor verdiğinden pirinçlerin 2 kez girişine izin verildiği, üçüncü ithalatta da Bakanlığın aynısını yaptığı ancak, TÜBİTAK ve üniversite laboratuarlarının GDO'lu raporları karşısında Bakanlık suç üstü yakalanmıştı! İthalatı yapan firmalara bakıldığında da iktidara yakın kişilerin şirketleri olduğu açıkça görülmektedir.

GDO'lu gıda maddelerinin Türkiye'ye girişinin kontrol edilmesi amacıyla kurulan Biyogüvenlik Kurulu da işlevini yitirmiş, Bakanlığın kontrolünde ve adeta yapılan işlemlere bilimsel bir kılıf oluşturma görevini ifa etmekten öteye gidememektedir.

Ülkenin dağlarına, meralarına, yaylalarına, akarsularına baktığında kafasında "memleket sevgisi" yerine "balya balya dolar" canlandıran zihniyet, para uğruna doğal güzelliklerimizi de halkın sağlığını da hiçe saymaktadır. Bu kapitalist sistemin en vahşi halidir, bırakın "muhafazakar" laflarını! 
Bu yağmacı ve bedavacı zihniyetin kökü kazınmazsa olan güzelim ülkemize ve insanımız olacaktır.

HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ